Oda Başkanımız Ecz. Ayşegül KARA'nın TEB 43. Olağan Büyük Kongre Konuşması - 4 Eylül 2021

Sayın Divan, Sayın Protokol, Eczacı Odalarımızın değerli başkan ve yöneticileri, Değerli delegeler, Değerli meslektaşlarım, Sizleri 17. Bölge Zonguldak Eczacı Odası ve şahsım adına saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. TÜrk Eczacıları Birliği 43’ÜncÜ BÜyÜk Kongresi’nin mesleğimiz, meslektaşlarımız ve Ülkemiz için hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum. Çok önemli ve anlamlı bir ayda Kongremizi gerçekleştiriyoruz. 10 Kasım’da, BÜyÜk önder Mustafa Kemal AtatÜrk’Ü, ölÜmÜnÜn 83. yıldönÜmÜnde saygı ve minnetle bir kez daha andık. DÜnya lideri AtatÜrk hâlâ kalplerde, hâlâ milletinin tÜkenmeyen sevgisine sahip ve hâlâ geleceğimize ışık tutan bir meşale. Bizler, özellikle biz kadınlar bugÜn bu Ülkede her alanda varız diyorsak ona minnet borçluyuz, şÜkran borçluyuz. Daha gÜzel, daha aydınlık bir TÜrkiye için onun ilkelerine bağlı kalarak, onun açtığı yoldan hep aynı kararlılıkla yÜrÜyeceğiz. Başöğretmen AtatÜrk’Ün önderliğinde başlatılan akla ve bilime dayalı eğitim seferberliğinin neferi olmuş öğretmenlerimizin en kutlu gÜnÜ 24 Kasım Öğretmenler GÜnÜ bu ayın özel ve anlamlı bir diğer değeri. Bizleri örnek bir insan, örnek bir yurttaş olarak yetiştirmek için bÜyÜk emek veren, çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler GÜnÜ’nÜ şimdiden kutlamak istiyorum. Ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası MÜcadele GÜnÜ kasım ayının unutulmaması gereken bir diğer gÜnÜ. Kadına şiddet toplumumuzun kanayan yarası. Binbir zorlukla elde edilen tÜm kazanımlara rağmen kadınlar hâlâ katlediliyor, tacize, tecavÜze, şiddete ve ayrımcılığa uğruyor. Cinsiyetçi zihniyet, cinsiyetçi söylem ve pratikler, ataerkil yapılar hâlâ çok gÜçlÜ bir biçimde varlığını sÜrdÜrÜyor. Kadınlar temsil ve karar mekanizmalarında yeterince yer alamıyor. Kadının eşit ve özgÜr olmadığı bir dÜnya asla yaşanacak bir dÜnya olamaz. İşte bu sebeple biz kadınlar şiddetten arındırılmış, kadının sadece kağıt Üzerinde, sözde değil gerçekte özgÜr ve eşit olduğu bir dÜnya için mÜcadele etmeye devam edeceğiz. Kadınları, kız çocuklarını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz. Sayın Divan, Değerli meslektaşlarım, Ülkemiz ve tÜm DÜnya son 2 yıldır oldukça çetin koşullardan geçiyor. Pandeminin gölgesinde hayatlar sÜrÜyoruz. Bireysel sağlığımızdan sağlık sistemine, ekonomiden siyasete, gÜndelik yaşam alışkanlıklarımızdan sosyal ilişkilerimize her alanı etkisi altına Covid-19 Pandemisi gerek kÜresel gerek ulusal dÜzeyde yıllardır sÜren sorunları daha da ağırlaştırdı. Aslında Covid-19 son 30 yıldır hÜkmÜnÜ icra eden piyasa, kâr ve tÜketim odaklı ekonomi ve toplum anlayışının bir neticesiydi. Bu anlayış kÜçÜcÜk bir virÜsÜn neden olduğu salgın dolayısıyla sistemi krize soktu. Covid-19 krizinin yÜkÜnÜ çekenler de en başta biz sağlık çalışanları olduk. Kimisi eşimiz, dostumuz, yakınımız olan meslektaşlarımızı ve çalışma arkadaşlarımızı kaybettik. Bu mÜcadelede yitirdiğimiz meslektaşlarımızı, eczane çalışanlarımızı ve tÜm sağlık çalışanlarını huzurlarınızda bir kez daha saygıyla anıyorum. Diğer yandan Sağlıkta DönÜşÜm Programı’nın yaşama geçirildiği 2003 yılından bu yana her geçen yıl artan ekonomik ve bÜrokratik sıkıntılarımız Pandemi sÜrecinde katmerlendi. Oysa Pandemiye karşı mÜcadelede biz eczacıların hem eczanelerimizde hem hastanelerde nasıl etkin bir rol Üstlendiğimiz açık. Halkın en yakınındaki, en kolay ulaşabildiği yaygın birinci basamak sağlık kuruluşu olarak Pandemi sÜrecinde kesintisiz kamu sağlık hizmeti sunduk. Kamunun yÜkÜnÜn hafifletilmesinde inkâr edilemeyecek bir işlev Üstlendik. İşte şimdi bizler tam da bu sebeple gÜçlÜ bir şekilde, birlik olarak MESLEK HAKKIMIZI talep edebilmeliyiz. Zira Pandemi deneyimi eczanelerin sağlık sisteminin kilit taşı olduğunu kanıtladığı gibi meslek hakkı talebimizin gerekçesini de sadece bir söylem olmaktan çıkarıp somutlaştırmış oldu. Biz bir sÜrÜ olumsuzluğunun yanı sıra Pandeminin önÜmÜze açtığı bu imkândan yararlanmasını bilmeliyiz. Sayın Divan, Değerli meslektaşlarım, Mesleğimizin temel-yapısal sorunlarını kanaatimce birbiriyle bağlantılı Üç ana başlıkta toplayabiliriz: Ekonomi, istihdam ve eğitim. Ekonomik sorunlarımızın çözÜmÜ için en ama en öncelikli olarak odaklanmamız gereken iki konu var: Birincisi hemen her toplantı ve genel kurulda konuştuğumuz İlaç Fiyat Kararnamesi ile belirlenmiş olan ve 2008’lerden bu yana değişmeyen eczacı kârlılık oranları ile ilgili yeni bir dÜzenleme yapılarak eczacı kâr oranlarının kademeli olarak arttırılmasının sağlanması; gerçi kulislerde konuşulduğu Üzere bu dÜzenleme hazırmış ancak seçime aday bir grup tarafından seçim sonuna bekletiliyormuş şeklindeki fısıltıların beni son derece rahatsız ettiğini de belirtmeden geçemeyeceğim. Madem böyle bir hazırlık yapıldı, neden eczacımızın menfaati değilde kazanılacak koltuklar dÜşÜnÜlerek hareket ediliyor? İkincisi ise, biraz önce de bahsetmeye çalıştığım gibi halka sunmuş olduğumuz sağlık danışmanlığı ve eczane temelli hizmetler için meslek hakkı elde edilmesi. Kronik hastalık takibi, tansiyon ölçÜmÜ, kan şekeri ölçÜmÜ gibi konularda eczacıya yetki verilmeli ve eczacıların vermiş oldukları bu ve benzeri hizmetler için meslek hakkı alabilmesi için gerekli yasal dÜzenlemeleri yapın diyebilecek birlikte bir duruş sergilenmelidir. Meslek hakkından bahsedince, 2 senedir herhangi bir bilgilendirme duyamadığım Rehber Eczanem ve meslek hakkına açılan kapı diye savunduğum bu projenin akıbetiyle ilgili ne dÜşÜnÜlÜyor diye bir soru geliyor aklıma... Eczacılık FakÜlteleri’ne neredeyse her gÜn bir yenisinin eklenmesi ise artık kangrenleşmiş bir mesele. Yeni açılan Eczacılık sorunları hem eğitimin kalitesini dÜşÜrÜyor, hem istihdam açısından çok ciddi sorunlar yaratıyor. BugÜn 43’Ü öğrenci alan 58 Eczacılık FakÜltesi var. Geleceğimiz demek olan gençlerimiz yakın bir gelecekte işsizlik riski ile yÜz yÜze kalacak. Gençlerimizin geleceğinin karartılmasına, yarınlarından umutsuz hale dÜşÜnmesine mÜsaade edemeyiz. Eczacılık fakÜltelerinin sınırlandırılması, fakÜlte kontenjanlarının azaltılması ve nitelikli eczacılık eğitimi için hem örgÜtsel birliktelikle ve hem de yanımıza çekebileceğimiz tÜm gÜçlerle tavır koymamız şart. Değerli Meslektaşlarım, Yardımcı eczacılıkla ilgili de çok kısa şunu söylemek istiyorum, Ekonomik sorunlarla boğuşan eczane sahibi eczacıyı ezdirmeyecek ama yardımcı ve ikinci eczacılara eczacıya yakışan bir Ücret ve çalışma şartları sağlayacak bir sistemi zaman geçirmeden kurmamız gerekiyor. Bakın bize 2012’de 6197 Sayılı Yasamız değişirken yanında ikinci eczacı ve yardımcı eczacı çalıştıracak eczacılara nitelikli istihdamın desteklenmesi kapsamında KOS-GEB ve İŞ-KUR gibi alanlardan kredi desteği sağlanacağı sözÜ verilmişti, ama bu desteğin sÜrekliliği sağlanamadı. Bu sözÜn peşine dÜşmek, ısrarlı takipçisi olmak mecburiyetindeyiz. Sayın Divan, Değerli meslektaşlarım, Mesleğimizde yaşanan sorunları çözebilmek için önÜmÜzdeki dönem irade sahibi, kararlı, tecrÜbe ile yeniyi sentezleyen, ekip çalışmasını önceleyen ve gerçekten ekip ruhuna sahip, önce birlik, önce meslek dÜşÜncesinden vazgeçmeyen gÜçlÜ, bÜtÜnleşik, kapsayıcı bir Merkez Heyeti yapılanmasına ihtiyaç var. Aslında geçtiğimiz dönem bu Merkez Heyeti oluşturulurken de benzer amaçlarla bir araya gelinmiş ve mevcut Merkez Heyeti’ne görev verilmişti. Ancak ne yazık ki bu son 2 yıl birlik görÜntÜsÜnden uzaklaşan, parçalı, dağınık bir Merkez Heyeti ile karşı karşıya kaldık. Birlikte hareket edemeyen, ortak karar veremeyen bir birliktelik bÜtÜne zarar verir. Nitekim eczacı örgÜtÜmÜz de kişisel çatışmalardan nasibini aldı. Heyetin içinde yaşananlar, tartışılanlar, konuşulanlar arkası yayın diziler gibi birtakım insanlarca sosyal medya Üzerinden seviyesizce servis edilmeye başlandı. Bu çirkinliğe kim ya da kimler mÜsade etti ya da ediyor … Değerli Meslektaşlarım, Bir önceki Merkez Heyeti’nin eleştirilen bir yanı da heyette kadın temsiliyetinin olmadığıdır. Yönetimlerde kadın sayısını nasıl arttırırız sorularına cevap ararken, geçmiş dönem Merkez Heyet’ini neden kadın yönetici yok diye eleştirirken, erkek egemen zihinlerin kadın olmasa da olur biz koltuğumuzdan vazgeçemeyiz tavrı kadın bir oda başkanı olarak beni son derece ÜzmÜştÜr…Mesleki eşitlik kavramını tekrar hatırlatarak, ayrımcı bir yapıya karşı son derece kararlı ve yapıcı çalışmalarından dolayı Kadın Çalışma Grubu’nu da buradan tebrik ediyorum. Değerli meslektaşlarım, Pazartesi gÜnÜ, bÜtÜnleşmiş, kucaklaşan bir merkez heyeti görmeyi umut ederek seçime girecek tÜm adaylara başarılar diliyor, ivedilikle seçim sÜresine kurban giden protokolÜn yapılmasını bekliyorum. Saygılarımla,