SÖYLEŞİ / RÖPORTAJ

’Kadınlar Yönetimlere’

H. Gençosmanoğlu Sordu, A. Kara Yanıtladı

Son güncelleme: 28-12-2016

SUNUŞ...

Ecz. Ayşegül Kara, deyim yerindeyse "işin mutfağında" yetişmiş genç
bir oda başkanı...

Öğrenciliğinden beri meslek örgütlerimizi ihmal etmemiş, heveslenmiş, sorumluluk duymuş, çalışmış...

2003 yılında Zonguldak Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyeliği' ne seçilmiş.

Seçiliş o seçiliş...

O yıldan bu yana, yönetim kurulu üyeliği, 3 dönem sayman üye, 2 dönem genel sekreterlik ve bugün Zonguldak Eczacı Odası Başkanı...

54 eczacı odası başkanı içinde yalnızca 5 kadın başkandan biri.

O böyle söylemiyor ama elbette bu Ayşegül Kara için övünülecek bir şey.

Meslek örgütlerimizi ise derin derin düşündürmesi gerekli bence...

Güzel, içtenlikli bir söyleşi oldu.

Sakin, kendinden son derece emin, oldukça da temkinli bir duruşu var.

Sorulara iyice bir düşünmeden yanıt vermiyor.

Çok keyifli bir röportaj/ söyleşi oldu.

Söyleşi sırasında, editörümüz Ecz. Özlem Demir, yazarlarımız Ecz.
Ahmet Nezihi Pekcan ve Ecz. Ayşe Arık Coşkun' la birlikteydik.

Sorularıma, söyleşiye katkı verdiler. Sevgili dostlarıma teşekkür ediyorum.

Anlam bütünlüğünü bozmadan özetleyerek yayımladığımız bu söyleşiyi, tüm meslektaşlarımızın ilgiyle okuyacağını düşünüyorum.


Bu güzel röportaj/ söyleşi için Zonguldak Eczacı Odası Başkanı Sayın Ecz. Ayşegül Kara' ya çok teşekkür ediyorum.

(H.G.)

‘Kadın Eczacılar Örgüt Yönetimlerine’

H. Gençosmanoğlu:Ofisimize hoşgeldiniz. Çok teşekkürler. Bizi mutlu ettiniz.

Şöyle başlamak isterim. 54 eczacı odamız var. Türkiye' de eczacıların % 53 ü kadın... Ama yalnızca 5 kadın eczacı odası başkanımız var. Bu durum bana hiç doğru ve hoş gelmiyor. Neden böyle? Sahi siz niye böyle azsınız?

A. Kara:Hoşbulduk. Ben de davetiniz için teşekkür ediyorum. Ben de mutlu oldum.

Biz kadın yöneticiler aslında daha fazlaydık... Giderek azaldık. Gerçi biz Zonguldak Eczacı Odası olarak bu konuda örnek bir odayız. Yıllardır kadın başkanlar, kadın yöneticiler tarafından yönetiliyoruz.

H. Gençosmanoğlu: Evet.. Zonguldak' ta, şu anda da 5 yöneticiden 3 ü kadın eczacı...

A. Kara:Evet 2013’de Zonguldak' ta yapılan bölgelerarası toplantıda, toplantıyı yöneten masada 4 kadın eczacı oturduk. Bu görüntü herkesin çok hoşuna gitmiştir.

Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Ve maalesef bu egemenlik giderek artıyor.

Diğer yandan, bu ülkede kadınların yaşamı erkeklerden daha zor. Mesleğimiz zaten zor bir meslek, biliyorsunuz. Çalışma saatleri uzun. Bir de üzerine evlilik, çocuklar, çocukların bakımı eğitimi vs. Yetmiyor. Bir de üzerine tam çocuklar büyüdü derken torunlar geliyor. Kadınların yaşamı maalesef böyle geçiyor bu ülkede. Galiba bu nedenlerle...

‘Oda Başkanlığım Her Şeyin Önünde’

Bir de bu görevler gerçekten çok zor. Ben kendimden biliyorum. Oda Başkanlığım çoğunlukla her şeyin, hayatımın önüne geçiyor. 263 üyemiz var. Her birinin sorumluluğunu ayrı ayrı taşıyorum. 24 saat telefonum açık. Yine bir sorun telefonu gelecek, bir üyem problem yaşayacak diye endişeleniyorum. Gerçekten ağır bir sorumluluk. İl dışı toplantılar vs. zor...

Bu görevler ancak severek yapılabilir. Ben de severek yapıyorum.

H. Gençosmanoğlu:Bir de bizim ülkede, meslek örgütümüzde bazen seçimler sert ve hırçın ortamlarda geçiyor. Sonuçta seçimle gelinen görevler bunlar. Bu da bir neden olabilir mi?

‘Biz Dayanıklı Ve İnatçıyız’

A. Kara(Gülüyor): Ya bakın şimdi can alıcı yerden vurdunuz. Evet bu doğru. Ama biz kadınlar erkeklerden daha dayanıklı ve inatçıyızdır. Doğru bildiğimiz yoldan dönmeyiz.

Bakın, ben Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Daha öğrenciyken o zaman Osmanbey' deydi, İstanbul Eczacı Odası' na giderdik. İnternet filan yok. Her şey elle. Gönderilere yardım eder, pul yapıştırır, kırtasiye işlerine yardım ederdik...

H. Gençosmanoğlu:Sizi biliyoruz. Deyim yerindeyse, yöneticilikte işin mutfağında yetişmişsiniz. 2003 te yönetim kurulu üyeliği, saymanlık, genel sekreterlik en son başkanlık. Her kademede çalıştınız.

‘Ana Sayfa Eczacının Sesi’

A.Kara:Evet öyle... Şimdi gençleri odaya toplayamıyoruz. Ekran başında daha kolay toplanıyorlar. Yeni dönemin her kolaylığı var. Bilgiye çok kolay ulaşıyorlar. Odaya gelmeye gerek duymuyorlar. Özellikle de sizle bilgiye çok kolay ulaşıyorlar.

Üyelerimize ''Zonguldak Eczacı Odası web sayfasını ana sayfanız yapın'' diyoruz. ''Bizim ana sayfamız Eczacının Sesi'' diyorlar...

H. Gençosmanoğlu:Ne güzel... Çok teşekkür ediyoruz...

A. Kara:Gerçekten. Latife olsun diye söylemedim. Tabi biz oda olarak

açıklamalarımızda dikkatli davranmak durumundayız. Resmi açıklamalar olmadan açıklama yapıp haber ve bilgileri paylaşamıyoruz. Sizler daha kolay ve rahat duyumları paylaşıyor ve eczacılarımıza ulaşabiliyorsunuz.

Ne Yapılmalı?

H.Gençosmanoğlu:Peki... Kadın eczacıları daha fazla nasıl meslek örgütümüze sorumlu yerlere çekebiliriz? Ne yapılmalı sizce?

A. Kara:Buradan da çağrı yapalım... ''Kadınlar göreve'' diyelim...

Önümüzdeki dönemlerde sayımızın giderek artacağına inanıyorum.

H. Gençosmanoğlu:Şöyle bir şey söylesem... Mevzuat uygun değil biliyorum. Ama mesela

TEB Merkez Heyeti bir öneri de bulunsa ya da Büyük Kongre bir tavsiye kararı alsa, dese ki; oda ve TEB yönetimlerinde pozitif ayrımcılık yapalım. Mesela % 30 kadın kontenjanı uygulayalım... Ne dersiniz? Bir öneri...

‘Kadın Kotasına Hayır! Mücadele Ederek Geliriz!’

A. Kara:Bunu hiç düşünmedim... Ama ilk bakışta ben kabul etmem. Niye olsun ki, biz kadınlar mücadele ede ede, çalışa çalışa geliriz görevlere. Böyle bir şeye gerek yok derim. Doğru bulmam. Biz mücadele etmeyi, çalışmayı severiz. Burada bir sıkıntı yok. Bizim meslektaşlarımız içinde bu görevleri yapabilecek gerekli olan mücadeleyi verebilecek öyle çok donanımlı kadın meslektaşımız var ki...

H. Gençosmanoğlu: Kotaya ihtiyacımız yok. Biz koparta koparta alırız diyorsunuz yani...

A. Kara:Evet... Aynen böyle diyorum.

OTC, İlaçta Reklam

H. Gençosmanoğlu:Güncel mesleki bir soru... OTC. Bakanlık reçetesiz ilaçlar listesini hazırlıyor. Ne diyorsunuz?

A. Kara:Evet. Biliyorsunuz burada 2 kırmızı çizgimiz var. Reklam olmayacak. Bir de eczane içinde kalacak. Ama biliyorsunuz OTC' de reklam olmaz diye bir şey yok. Olacağını düşünüyorum. Sağlık bakanlığı yetkilileri olmayacak diyorlar ama şimdi görevde olanlar gidince ne olacak? Garantisi yok bu işin. İlaçta reklama karşıyız. Halk sağlığı açısından sakıncalarını hepimiz biliyoruz. İlacın eczane dışına çıkartılması da böyle. Toplum sağlığı açısından doğru değil.

Verilen sözlerin özel bir yasa ile teminat altına alınması lazım.

H. Gençosmanoğlu:Ben de böyle düşünüyorum.

A. Kara:Bu düzenleme yapılacaksa

özel bir yasa ile yapılmalı bence.

Bir de TEB her şeyin içinde olmalı ne yapılacaksa bakanlıkla birlikte yapmalıyız.

H. Gençosmanoğlu:''İçinde'' diyorlar. ''Birlikte yapıyoruz'' diyorlar.

A. Kara:Evet, öyle diyorlar. Umarım bizim dışımızda, TEB' in bilgisi dışında bir şeyler çıkmaz sonradan. Biz yaşadık bunları daha önce.

H. Gençosmanoğlu:Siz biraz kaygılısınız galiba...

A. Kara:Evet, biraz. Ortaya ne çıkacak bir bakalım, görelim.

SMART Eczane

H. Gençosmanoğlu:Yine güncel bir soru. SMART eczanesi projesi.

A.Kara:SMART eczanesi projesi çok doğru ve yerinde bir proje. Artık mesleğimize bu türden projelerle bir gelecek hazırlamalıyız. Önünü açmalıyız. Umuyorum ki, başarılı olur. Bu proje bizim meslek hakkımızın temeli olaca

k.

H.Gençosmanoğlu:Bu projeyi ben de savunuyorum ama bu görüşe karşı çıkıyorum doğrusu.

A. Kara:Neden?

H. Gençosmanoğlu:Meslek hakkı talep etmek için tek başına eczacı olmak yeterli bence. Eczacı ilacın sahibi ve uzmanıdır. Evet bu projeler mesleğimize katkı sağlar elbette ama meslek hakkımızı her şart altında istemeliyiz. Bu projeler olsa da olmasa da. Ben böyle düşünüyorum.

‘Motivasyon Önemli’

A. Kara:Projelerin başlangıçlarında motivasyon çok önemli. Motivasyonlar olmazsa projeler başarılamaz. Bu bir hedeftir, özendirmedir. Gerçek şu ki; biz eczacıların da geçmiş dönemlerde kimi eksikliklerimiz olmuş olabilir. Şimdi o eksikliklerimizi hızla tamamlama sürecindeyiz. Gelişen eczacılık mesleğini değişen şartlara göre yapabilmek için çalışıyoruz. Bu çalışmada SMART eczane projesi de önemli bir hedef ve çalışmadır.

Biz fakültede ilaç odaklı bir eğitim aldık. Eczanelerimizde karşılaştığımız zorlukları yaşayarak kendimizi geliştirdik.

Artık fakülte eğitiminden başlayarak araştıran, destekleyen, öğreten, danışman eczacı modeli ortaya çıkıyor. Bu çok doğru bir çizgi. Bu proje de belki yavaş ilerleyecek ama geleceğimize büyük katkıda bulunacak. Yeni, çağdaş, günün sağlık ihtiyaçlarına cevap verecek bir eczacı modeli ortaya çıkacak. Hasta odaklı eczacılar yetişecek bu da meslek hakkını elde etmede önemli bir etken olacak.

H. Gençosmanoğlu:Tabi meslek hakkı meselesinin ekonomik bir boyutu var. Sonuçta devletten ek bir para istiyoruz. Siyasi otoritenin önümüzdeki dönem için ''her şeyden tasarruf yapılacak'' dediği, sağlıktan tasarruf yapılan, SGK' nın açık verdiği açıklanan bir ülkede bize bu parayı verecekler mi?

‘Eninde Sonunda Alacağız’

A. Kara:Zor olacağını biliyorum. Sıkıntılı olacağını biliyorum. Ama meslek hakkımızı eninde sonunda alacağımıza inanıyorum. Dünyada da örnekleri var zaten biliyorsunuz.

‘Ecza Koop'lar Olmazsa Olmazımızdır’

H.Gençosmanoğlu:Sizin bölgenizde İstanbul Ecza- Koop. var. İlişkileriniz nasıl?

A. Kara:Çok iyi. Tam bir dayanışma halindeyiz. Kooperatifler her zaman bizim olmazsa olmazımız.

Eczacı Kooperatifleri, ilaç dağıtım alanında her zaman eczacı lehinde bir unsur oldu. Olmaya da devam ediyor. Olmamaları halinde piyasanın eczacı aleyhine nasıl değişebileceğini çok iyi biliyoruz. Bölgemizde de bu bilinçle davranıyoruz. Kooperatiflerin daha da güçlenmesi, gelişmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.

Ekonomik Sorunlar

H.Gençosmanoğlu:Son yıllarda eczane ekonomilerinin hızla bozulduğu herkesin malumu... Araştırmalar ortada. Kredi kullanmayan eczacı yok gibi. TEB' in araştırmaları, kooperatiflerimizin araştırmaları bunu ortaya koyuyor. Bölgenizde durum nasıl? Oda Başkanı olarak size bu nasıl yansıyor?

A. Kara:Evet, hissedilir bir sıkıntı var.

Zonguldak bir işçi kenti. Ya da öyleydi. SSK' nın dışarı açılmasıyla birlikte reçete sayılarımız oldukça iyiydi. Ancak sonradan Zonguldak göç vermeye başladı. Nüfusumuz azaldı reçete sayısı ve dolayısıyla gelir azaldı. Bir de sürekli düşen ilaç fiyatları, eczanelerimizden çıkan ilaç gurupları (kemoterapi ilaçları vb.) Sürekli artan işletme giderleri, (özellikle kira giderlerimiz çok arttı) ve ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar da eczanelerimiz üzerinde olumsuz etki yarattı.

Giderlerimiz sürekli artıyor ama gelirimiz sürekli düşüyor.

H. Gençosmanoğlu:Bundan 10 yıl önce işletme giderleri cironun % 5- 6 sı civarında filandı... Ancak şimdi % 13- 14 civarına yükseldi.

A. Kara:Doğru. Bu tabloyla nasıl sıkıntı olmasın...

H. Gençosmanoğlu:Bölgenizde geçmiş yıllara göre eczane kapanma sayısında anlamlı bir artış var mı?

A.Kara:Kayıtlarımıza göre yok. Ama bu sıkıntı olmadığı anlamına gelmez tabi ki. Zordaki eczacı kredi çekiyor. Ama kazanamayınca bu krediler ödenemiyor tabi ki. Eczacı krediyle daha da sıkışıyor. Yönetici olarak bizler eczacıyı rahatlatacak çözüm yolları bulmaya çalışmalıyız.

Adana Toplantısı

H. Gençosmanoğlu:Kritik bir soru... Adana Bölgelerarası Toplantı, çok konuşuluyor. Oldukça tatsız, gergin bir toplantı oldu. Ne düşünüyorsunuz?

A. Kara:Çok tatsız bir toplantı oldu gerçekten. Sanki seçim öncesi bir toplantı gibiydi.

İnanılmaz bir kutuplaşma oldu örgütümüzde. Bu beni çok rahatsız ediyor.Çok mutsuz oldum. Konuşulmaması gereken şeyler konuşuldu. Meslek gündemimizden uzaklaştık.

Farklı düşünebiliriz bu çok doğal. Sorunlarımız olabilir... Aramızda tartışabiliriz. Herkes aynı düşünmeyebilir zaten bu mümkün değil. Ama bu bir kutuplaşmaya yol açmamalı. Hep birlikte meslek siyaseti yapmalıyız. Dışarı karşı bir ve beraber olabilmeliyiz. Yoksa güçlü olamayız.

Israrla hep söylediğim bir şey var. Bizler mesleğimizin siyasetini yapmalıyız.

Temsil ettiğimiz meslektaşlarımızın sorumluluğunu hissederek onlara katkı sunabilecek, ekonomik açıdan onları rahatlatacak projeler üzerine yoğunlaşmalıyız.

‘Kötü Düşünürseniz Kötü Olur’

H. Gençosmanoğlu:Söylemek istediğiniz son sözlerini almak isterim...

A.Kara:Kötü düşünürseniz kötü olur. Sıkıntılar var. Ama ben hep iyimser düşünür onu tercih ederim.

Bir olursak, beraber olursak, hiç durmadan çalışırsak önümüzün açık, geleceğin iyi olacağına inanıyorum. Herkese, hepimize, tüm meslektaşlarıma iyilikler diliyorum.

-SON-


Eczacının Sesi